Sinema: Les Misérables

Filmin – aslında hiç de fena olmayan – açılış sahnesinde bütün gün güneş altında çalışmaktan perişan olmuş işçiler hep bir ağızdan “eğ başını, eğ başını / ölene kadar buradasın / […]

Yazıyı oku →

Sinema: Silver Linings Playbook

Çabuk yargılayan bir insan değilim. Ama bir yargıya vardığım zaman benim için olay bitiyor. Kendimi o konu (veya kişi) hakkındaki her türlü yeni bilgiye kapatıyorum. Hiçbir şey beni vardığım yargının […]

Yazıyı oku →

Sinema: Rust and Bone

Her sene televizyonda Oscar Ödül Töreni yayınını izlerken NTV’nin gösterdiği çabayı anlıyorum, takdir ediyorum ama genellikle çok acayip sinirleniyorum! Koltukları tekmeleyesim geliyor. Sebebi de Tuğrul Eryılmaz’dan başkası değil! Tuğrul Bey’in […]

Yazıyı oku →

Sinema: The Master

Ünlü auteuryönetmenlerin küçük kitlelere hitap eden filmlerini sinemada izleme çabam yüzünden, Twilight hayranı ergen kızlardan bir türlü kaçamıyorum!  Açıklayayım.Birkaç ay önce, yönetmen David Cronenberg’in Cosmopolis filmini sinemada izlemeye niyetlenmiş, sinema […]

Yazıyı oku →