Dear White People / 2014, 108 dk
“12 Years a Slave En İyi Film Oscar’ını kazanamazsa hepiniz ırkçısınız!” demişti Ellen, 2014’teki Oscar töreninin açılışında. Gülmüştük hepimiz ama, o günün atmosferi gerçekten öyleydi: 12 Years a Slave öyle ağır bir konuyu, öyle bir ciddiyetle işliyordu ki, ödülü ona değil de Sandra Bullock’un uzay macerasına vermek aleni bir itiraf olacaktı.
Dear White People için söyleyeceklerim ırkçı olduğuma dair bir izlenim uyandıracak diye çok endişeleniyorum ben de!
Mevcudunu ağırlıklı olarak beyaz öğrencilerin oluşturduğu bir Amerikan üniversitesinde, siyahi öğrencilerin düzene ilişkin problemlerini dile getirme çabasını anlatıyor Dear White People. Sorun şu ki, bu karakterlerin yaptığı tek şey bu: Problemlerini anlatmak. Bağıra çağıra, kafanıza vura vura problemlerini anlatmak. Bazen iki kişi arasında, bazen ders verir gibi doğrudan kameraya bakarak; durmaksızın ne kadar zeki olduğunu kanıtlama çabası içinde herkes. Zayıf olay örgüsünü çıkardığınız zaman elinizde kalan şey, iki saatlik bir “Amerika’da Irkçılığa Dair Konuşmalar” koleksiyonu.
Yineliyorum, ırkçılığın her türüne karşıyız! Ve yazar yönetmen Justin Simien’in ayrımcılığın günlük yaşantıda değişmeyen yeri hakkında söyledikleri hakikaten dinlemeye değer. Ama küçük gören üslubu ve yetersiz hikâyesiyle, gerçek potansiyeline ulaşmıyor Dear White People.