Şunu baştan belirteyim: En sevdiğim televizyon dizilerinin başında 30 Rock gelir.

Yazar / oyuncu Tina Fey’in, televizyonda 40 yılı deviren efsanevi komedi programı Saturday Night Live anılarından yola çıkarak yarattığı dizi, 2006 – 2013 yılları arasında yayınlanmış ve kurduğu absürt dünya, unutulmaz karakterler ve zeki popüler kültür göndermeleriyle rahatlıkla “kült klasikler” arasına girmişti. Çok iyi eleştiriler alıp ödül üstüne ödül kazanmasına rağmen, sağda solda adını duyduğunuz, popüler bir dizi değildi; gerçek hayatta 30 Rock izleyen insan görürseniz çok sevin ve bırakmayın onu!

O dizinin yaratıcı ekibi iki yıl aradan sonra yeni bir komediyle geri döndü. Unbreakable Kimmy Schmidt, umduğum olağanüstü seviyelere ulaşamıyor ama, aydınlık, tasasız, hem naif hem de çok akıllı bir ilk sezonla merhaba diyor.

Dizinin adındaki Kimmy Schmidt, on dört yaşındayken kaçırılmış ve dışarıda kıyametin koptuğuna inandırılarak on beş yıl boyunca bir yeraltı sığınağında alıkoyulmuş. Yirmi dokuz yaşındayken kurtarılan Kimmy, yeni bir hayata başlamak için New York’a taşınıyor ve değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışıyor.

Kimmy idealist dünya görüşü ve baskın adalet duygusuyla 30 Rock’ın efsanevi başkarakteri Liz Lemon’ı andırıyor aslında, ama tıpkı o dizideki gibi, yan rollerdeki performanslarla daha da yükseliyor Kimmy Schmidt. Hepsi birbirinden tuhaf yan karakterler içinde, eşsiz Jane Krakowski’ye ayrı bir not düşmek gerekiyor; 30 Rock’taki “görgüsüz budala” karakterinin daha insani, daha hüzünlü bir versiyonunu oynuyor Krakowski ve parıl parıl parlıyor.

Hafta sonu tek oturuşta tamamını bitirebileceğiniz on üç bölümü bir arada yayınlanan Unbreakable Kimmy Schmidt, korkarım herkese hitap etmeyecek ve ufak, “niş” bir dizi olarak ömrünü tamamlayacak. Kendisine ve daha başarılı ablası 30 Rock’a bir şans vermenizi rica etmek görevim; zira yüksek tempolu, gerçeküstü ama insancıl bir komedi dilini, hem de iki kere tutturmak kolay iş değil.

10 üzerinden 7,5