Bir filmi değerlendirirken filmin dışında kalan faktörleri hesaba katmak ne kadar doğru? American Sniper hakkında yazmak isterken en çok bu sorunun cevabıyla boğuştum.
Irak Savaşı’ndaki “başarılarını” 2012 yılında kitaplaştıran keskin nişancı Chris Kyle’ın gerçek hikâyesini anlatıyor American Sniper. “Hikâye” kelimesini çok geniş anlamda kullanıyorum; zira ortada hikâye namına çok az şey var – Amerikan askeri tarihinin en yüksek ölü sayısına sahip nişancısı olmanın haricinde, Chris Kyle’ın pasif karakterinde ilginizi çekebilecek herhangi bir özellik yok.
O zaman ne izliyoruz? Yeryüzündeki en muhteşem ülke Amerika’yı ve onun kıymetli vatandaşlarını korumaya ant içmiş bir adamın olağanüstü (hıh?) kahramanlık (meh?) yolculuğu; aralarda da (hiçbir yere ulaşmayan) posttravmatik stres bozukluğu klişeleri… İzlerken yormayan ama orijinallikten uzak bir savaş filmi.
Bu noktada 10 üzerinden 4 buçuğu yapıştırıp uzaklaşmak isterdim ama, en baştaki soruya geri dönmeden edemiyorum.
Yönetmen Clint Eastwood’un açık bir şekilde “kahraman” ilan ettiği Chris Kyle hakkında okudukça, filmde izlediğiniz karakterin hangi amaçlarla yazıldığını sorgulamaya başlıyorsunuz. Iraklı çocukları tek kurşunla öldürmekten rahatsızlık duyan, vicdan sahibi bir asker olarak yansıtılan Chris Kyle, gerçekte büsbütün ırkçı ve yaptığı işin ahlaki sorumluluğunu son derece hafife alan söylemlere sahip (“Kuran taşıyan herkesi vurmuyorum – bunu isterdim, ama yapmıyorum.” “İşimi severek yaptım, hala da seviyorum… Eğlenceliydi dersem yalan söylemiş veya abartmış olmam.”).
Benzer ifadelerin üstüne, Kyle’ın karakteriyle ilgili birtakım iddiaları da öğrendikçe, American Sniper’ın “Irak’ı fetheden Bush ne güzel Bush’tur, onu fetheden ordu ne güzel ordudur!” düşüncesini desteklemek adına gerçekleri çarpıtmaktan çekinmediğini görüyorum… ve “Gahrolsun Amarika!!!” noktasında bir milliyetçi olmamama rağmen rahatsız oluyorum; çünkü gizli propagandanın her türlüsünü ters buluyorum.
Bütün mantık melekelerimi susturup American Sniper’ı, 130 dakikada gösterdikleriyle değil, sakladıkları ve çarpıttıklarıyla değerlendiriyorum. Zaten Bradley Cooper’ı da hiç sevemedim.
American Sniper / Keskin Nişancı 20 Şubat’ta sinemalarda.
10 üzerinden 2,5
Geri bildirim: SİNEMA: SELMA | Anlayan Adam.·