The Grand Budapest Hotel’in genel olarak sevildiğini biliyorduk da, ödül gruplarına bu şiddette bir toplu orgazm yaşatacağını tahmin edememiştik! En çok adaylık alan iki filmden biri olacağını, iki ay öncesine kadar hangimiz bilebilirdi? Film hakkındaki düşüncelerimi daha önceden belirtmiştim ama, kişisel olarak en rahatsız olduğum adaylık bu değil desem? Çünkü…
The Hangover, All About Steve, The A-Team, The Hangover Part II ve elbette The Hangover Part III gibi unutulmaz klasiklerin efsane ismi Bradley Cooper, üç yıl içinde üçüncü kez Oscar adayı. Hem de şimdiden sinema tarihine geçmiş, her yönüyle kusursuz (!) bir Clint Eastwood filmiyle.
HAYALLERİNİZİN PEŞİNİ BIRAKMAYIN MİLLET. Bir gün hepsi gerçek olabilir.
“İlham verici gerçek hikâyeden uyarlama” senaryo, 13 kez Oscar’a aday olmuş Coen kardeşlerin kaleminden çıkma. Görüntü yönetimi, 12 kez Oscar’a aday olmuş Roger Deakins’ten. Müzikler, 8 kez Oscar’a aday olmuş Alexandre Desplat’ya ait. Filmin hasılatı, Amerikan gişesinde 100 milyon doları geçmiş. Bütün bunlara rağmen ciddiye alınmayan bir yönetmene ne denir? İşte o yönetmenin adı Angelina Jolie! Filmin adı da teknik dallarda üç adaylıkla yetinen Unbroken.
Ezeli rakibesi (!) Jennifer Aniston da mutlu olamadı ama: Cake filmindeki dramatik, “yaralı yüz” makyajlı rolüyle ciddi ciddi adaylık bekliyordu kendisi. Muhtemelen yerini kapan sürpriz aday Marion Cotillard Two Days, One Night filminde o kadar iyiydi ki, aslında sempati duyduğum Aniston’a üzülmedim bile.
Foxcatcher, buruk bir sevinç yaşıyor olmalı: En İyi Özgün Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu ve hatta En İyi Yönetmen dalında aday olup da, En İyi Film’e girmeyi başaramamak son derece tuhaf. Gerçekten de, En İyi Film kategorisindeki aday sayısı 10’a çıkarıldığından beri, kendi aday olup da filmi aday olamayan tek yönetmen Bennett Miller.
Bununla beraber, (En İyi Şarkı haricinde) başka hiçbir yerde destek göremeyen Selma’nın En İyi Film kategorisinde oturduğu yer, “siyahi yapımlara da önem veriyoruz tamammı :(( ” kontenjanından ayrılmış gibi.
Teknik dallarda 4 adaylık elde eden Mr. Turner, çok kimsenin izlemediğini tahmin ettiğim ama şiddetle önerdiğim bir yapım. Başroldeki Timothy Spall da yılın en iyi oyunculuk performanslarından birini göstermişti.
En İyi Yabancı Film’de Force Majeure’un dışlanması tam bir skandal; En İyi Animasyon’un kapısında kalan The Lego Movie’yi ise unutmayacağız, unutturmayacağız.
Adayları tahmin etmeye çalışırken iki yolunuz var. Ya herkesin hemfikir olduğu, sağlam isimlere oynayacaksınız, ya da Akademi’nin sürprizler yapmayı sevdiğini bilerek cesur tahminler yapacaksınız. İkisini de deneyip başarısız olursanız, benim gibi bir sorununuz var demektir!
Nitekim Altın Küre hezimetinden sonra Oscar tahminleri için olabilecek en güvenli isimleri seçtim ve (şimdiye dek çok az destek gören) Marion Cotillard, Laura Dern gibi isimleri son turda çıkardım. Elbette ikisi de aday oldu!
benim favorim birdman açıkcası. Yine de Budapeşte Oteli’nin bir çok ödül toplayacağını söyleyebilirim. Süslü püslü Wes Anderson filmi sonuçta
BeğenBeğen